Tayfun MARO
 Ya bu yüzde elliyi nereye koyacağız?
26 Aralık 2017 Salı

“Hadi tepelerdekilerin eteklerinde dolanan ‘ikincileri’ anladık, onlar çıkarcı güruhu… Ya toplumun bu karanlık gidişatını körü körüne destekleyen ve belli ki desteklemeye de devam edecek olan %50’sini nereye koyacağız?”

“Korkuların yönettiği insan” başlıklı yazımın altında, çıkışsızlığa isyanın yanı sıra gelen bu soruyu görünce, islamcı değişimi destekleyen muhafazakâr toplum üzerine yazma gereği duydum.

Yaptığı yorumla bana bu imkânı veren saygıdeğer okuruma teşekkür ediyorum.

Bu meseleyi birkaç açıdan ele almak mümkün. Ancak, kapitalist sistemin sermaye düzeninin en sadık partilerini desteklediği bilinen malum yüzde ellinin hayata bakışının, sosyal evrimle ilintili insanlık durumu olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum.

Her şeyde evvel, onlar, yığınlar halinde bir çobanın peşinden gitmeyi, “doğal insanlık durumu” addediyorlar… Tıpkı İncil’de yer alan o ünlü benzetmedeki gibi…

Kendi aklıyla hareket edenler ve emanet akılla hareket edenler… Bu iki ana grup arasında uzlaşma alanı son derece sınırlıdır. Sosyal çatışmanın yarattığı çelişkilerin izin verdiği kadar uzlaşma ve mutabakat oluyor. Ya da olmuyor…

Ne yazık ki biat kültüründe demokratik yönetim biçimlerinin yaşaması pek rastlanan bir durum değildir. Fakat nedense bu mesele siyasetçiler tarafından ısrarla göz ardı ediliyor. Oysa tecrübeyle sabit; bir insana kırk kere “demokratsın” diyerek o insanı demokrat yapmak mümkün değil.

Ülke nüfusunun neredeyse yarısı bir kişinin aklıyla hareket ederken, bu sosyolojiden demokratik yönetim çıkacağını söylemek, naiflik değilse kötü niyet veya cehalettir.

Son yıllarda “siyasilerin evde tutmakta zorlandığı yüzde elli” olmakla ünlenen cenah, ki aslında nüfusun %60’ını da geçiyor, kendisine acı çektirenleri sırtında taşımaktan 70 yıldır vazgeçmiyor. Öncesi zaten tek parti dönemi…

Bu tespitle şunu söylemek istiyorum; Bu ülkede yaşayan insanların kahir çoğunluğunun durduğu yer ve bakış açısı hiç değişmedi; muhafazakâr, dindar, milliyetçi yapısıyla daima sağda yer aldı. Yani onları efendileri nereye koyduysa orada duruyorlar. Ve son derece istikrarlılar.

Bu ahvalde, korkarım, seküler toplumun onları koyabileceği yer; KHK Demokratik Cumhuriyeti…

Ne ki itiraz kültüründen gelenlerin malum çoğunluğu nereye koyduğu kimsenin umurunda olmamakla birlikte, onların seküler toplumu nereye koyduğu çok mühim bir meseledir...

Zira milli ve yerli çoğunluğun kendi ötekisini koyduğu yerde, öteki olanın başı her zaman derde giriyor; sürüden ayrıldığı için kurtlardan yakasını bir türlü kurtaramıyor…

Hâlbuki sürü halinde hareket edenler çobanlarını görünce hemen tanıyorlar, çobanları da onları tanıyor. Bu ezeli ve ebedi tanışıklıktan tam bir uyum çıkıyor. Onlar birbirlerinden razı…

Asıl sıkıntı, itaati pek sevmeyen, soru soran, itiraz eden yurttaşın aykırı duruşundan kaynaklanıyor; Çünkü insani olmayana itiraz eden yurttaş azınlıkta kalıyor. Çünkü hakkını arayanı bozguncu olarak gören yönetimler, insan hak ve özgürlüklerini tanımak ve korumak konusunda isteksiz hareket ediyor. Çünkü sistemin makbul insanlarından oluşan %60’lık çoğunlukla işleri yürüten muktedir, demokrasiyi ayak bağı gibi görüyor; çoğulcu yerine çoğunlukçu yönetim biçimini benimsiyor.

Hal böyle iken, statükonun beslendiği vasat çoğunluğu bir yere koymak çok anlamlı olmuyor. Onlar zaten her yerde. Kelle hesabıyla yeryüzünü kaplıyorlar. Ve Dünya’nın işini bitirmek üzereler.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli bir tür
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Emek kutsaldır çünkü...
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yumuşama mı, oyun kurmak mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bitki kıyameti
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Gerçek annelik
Kemal ARI
Kemal ARI
Şirince’de Manoli’nin izinde (1)
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva